Etiket - Dezenfeksiyon

Damacana Su Kullanımına Karşı Su Arıtma Cihazı Kullanmak

Plastiğin içerisinde bulunan petrol artığı, insan sağlığı açısından oldukça tehlikelidir. Başta kalp rahatsızlıklarına, kansere, astıma, migrene, obeziteye ve kısırlığa neden olan plastik damacana kullanımı, sayısız hastalığın riskini taşır. Özellikle uzun süre güneş ışınına maruz kalan plastik damacananın içerisindeki su, plastik ile etkileşim içerisine girerek, kimyasal reaksiyona maruz kalır. Bu nedenle plastik damacananın zararlarıyla ilgili bilinçlenme arttıkça, arıtma cihazına olan rağbet büyümüştür. Son zamanlarda popülerliği günden güne artış gösteren su arıtma cihazı kullanımı, bu ihtiyacı en iyi şekilde karşılayan bir çözüm olarak karşımıza çıkar. Arıtma makineleri ile günümüzde temiz ve sağlıklı içme suyu temini kolaylıkla sağlanır. Böylece insan sağlığı için en büyük öneme sahip olan unsurların başında gelen içme suyu, çok daha kaliteli hale gelmiştir. Suyu yabancı maddelerden arındıran, suyun pH seviyesini ideal seviyeye yükselten ve sudaki yararlı minerallerin korunmasını sağlayan arıtma sistemleri, birçok açıdan kullanıcılara büyük avantaj sağlar. Su Arıtma Cihazı Kullanmanın Avantajları Modern teknolojinin yardımıyla tasarlanan arıtma cihazının sağladığı avantajlar oldukça fazladır. Bu avantajların başlıcaları ise şu şekilde sıralanabilir:
  • Topraktan suya çeşitli kimyasal karışımlar, bakteriler ve parazitler geçer. Su arıtma cihazı sayesinde, sudaki bütün yabancı ve zararlı maddeler sudan arındırır. Bu sayede hastalıklardan korunma sağlanır.
  • Su içerisinde yer alan zararlı madeni tuzlar sudan uzaklaştırılır. Böylece sindirim ve dolaşım sistemi çok daha rahat çalışır.
  • Arıtma makinesinden elde edilen su içerisinde sodyum ve potasyum oranı düşük olur. Bu da yüksek tansiyon hastaları için idealdir.
  • Vücutta ödem oluşumuna neden olan sodyum klorür, arıtılmış suda bulunmaz. Bu nedenle arıtılmış su içen kişilerde ödem oluşumu gerçekleşmez.
  • Sudaki kimyasallar sudan uzaklaştırıldığı için suyun tadı ve kokusu güzelleşir. Böylece su tüketimi çok daha keyifli bir hale gelir.
Su Arıtma Cihazı Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir? Arıtma cihazı satın almadan önce dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. Ancak bu hususlara özen gösterildiği takdirde, ihtiyacı en iyi şekilde karşılayabilecek yeterliliğe sahip olan cihaz seçimi mümkün olur. Bunla kısaca şu şekildedir:
  • Arıtma makinesi almadan önce su analizi yaptırılmalıdır. Böylece sudaki kirlilik oranı belirlenir ve en ideal niteliklere sahip olan cihaz tercih edilir.
  • Arıtma sisteminin sadece mutfakta değil tüm evde de kullanılabilir olduğu unutulmamalıdır. İhtiyaca göre kullanım alanları belirlenmelidir.
  • Şebeke suyunun basıncı ölçülmelidir. Çünkü 4 barlık su basıncı seviyesinin altında olan yerlerde kullanılan arıtma makinesinin pompalı olması gerekir. Aksi takdirde cihazdan istenen performans görülmez.
  • Arıtma cihazının saygın ve güvenilir bir firmadan alınması gerekir. Bu noktada markaların NSF, FDA, WQA gibi belirli sertifikalara sahip olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Daha fazla oku...

ULTRAVİYOLE KORONAVİRÜS İLE MÜCADELE DE ETKİLİ BİR YÖNTEM OLABİLİR Mİ?

UVC IŞINI NEDİR?

Koronavirüs ile mücadelede etkili mi ona geçmeden önce UVC nedir biraz ondan bahsedelim. Atmosferdeki ultraviyole ışınları dalga boyutlarına göre üç farklı sınıfta sınıflandırılır. Bunlardan UVA olanı en uzun dalga boyutuna sahip olanıdır ve % 95 dünya yüzeyine ulaşan ultraviyole ışınının % 95 ini oluşturur. UVB ışını ise orta dalga boyutuna sahip olup, bronzlaşmadan sorumludur. Buna ek olarak UVA ışını ile beraber cilt yaşlanmasını ve cilt kanseri gelişimini önemli ölçüde artırır. Üçüncü bir ışın radyasyonu olan Kısa dalga boylu UVC ise, en zararlı UV radyasyonu türüdür. Bununla birlikte, atmosfer tarafından tamamen filtrelenir ve dünyanın yüzeyine ve beraberinde cildimize ulaşmaz. UVC ışının bir diğer etkisi, insanlar veya viral partiküller üzerindeki genetik materyale etki etmesidir. Bunun keşfedilmesiyle beraber UVC ışınları, hastaneler, gıda üretim tesisleri, ofisler veya fabrikalar gibi alanlarda, sterilizasyon amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda bazı parazitlerin klor gibi kimyasal dezenfektanlara dayanıklı olması da UVC ışınlarının içme suyu dezenfeksiyonunda kullanımını gerekli kılmıştır. Diğer bir taraftan UVC ışının henüz Koronavirüse karşı etkili olup, olmadığı spesifik bir şekilde araştırılmamıştır ancak çalışmalar Sars gibi diğer bir tip olan koronavirüse karşı kullanılabileceğini göstermiştir. Çünkü, UVC radyasyonu viral yapıların genetiği ile savaştığı için ve genetik partiküllerinden daha fazla çoğalmalarını engellemektedir.

ÇİN’DE KORONAVİRÜS İLE MÜCADELEDE ULTRAVİYOLE KULLANIMI

Öte yandan Koronavirüs in ilk çıkış noktası olarak bilinen ve yaklaşık 82000 vakaya ulaşan Çin de ise, Ultraviyole Lambaları toplu taşımada kullanılan otobüslerin dezenfeksiyonu için kullanılmıştır.  Normal bir dezenfeksiyon işlemi yaparken yaklaşık 40 dakika ve iki personelle çalışan otobüs firmaları, Ultraviyole lambası ile bu süreci 5 dakikaya düşürmüştür. Ultraviyole kullanımında, dikkat edilmesi gereken konu, Dünya Sağlık Örgütünün de belirttiği üzere, ışınların insan derisi ile direk temasının olmaması gerektiği ve direk temas ile ışınların cilt kanserine yol açabilmesidir. Bu nedenle ise, toplu taşıma araçlarında yapılan UVC ışınları ile dezenfeksiyon, otobüsler kapalıyken ve içerisinde hiç kimse yokken yapılmıştır. Çinde alınan diğer bir önlem ise, Çin Merkez Bankasının Şubat ayında açıkladığı üzere, Koronavirüs ile mücadelede, UV ışınlarının banknotların dezenfeksiyonu için kullanıldığıdır.  Diğer bir tarafta ise, UV tüpleri, asansörlere monte edilmiş ve sistem asansör içerisinde kimse olmadığını algılayınca çalışacak şekilde kullanılmıştır. Önümüzdeki plan ise, hastane asansörleri gibi, toplu kullanım alanlarında teknolojinin kullanılmasıdır. KAYNAKÇA https://www.who.int/uv/faq/whatisuv/en/index2.html https://www.bbc.com/future/article/20200327-can-you-kill-coronavirus-with-uv-light https://www.france24.com/en/20200313-on-mission-to-eradicate-virus-germs-china-firms-see-the-uv-light  
Daha fazla oku...

Su Arıtma Sistemleri ile Sağlıklı Yaşam

Su Arıtma Sistemleri ile Sağlıklı Yaşam

Sert su özelliğin yumuşamasına etki eden su arıtma sistemleri temiz bir su tüketiminden de yararlanmanıza yardımcı olur. Buna göre istediğiniz her an taze, kirli olmayan ve dezenfekte edilmiş olan suları kullanabilecek ve plastik şişelerde barındırılan suları tüketerek kanserojen vak'aları ile de karşı karşıya kalmayacaksınız. Kaliteli hizmetleri ile kusursuz bir şekilde hizmet veren Arge-Su, son teknoloji ürünlerini yaşantınıza dahil ederek sağlıklı bir yaşam sürmenize de zemin hazırlamaktadır. Üstelik normal şartlarda oldukça uçuk fiyatlardan sunulmuş olan bu tür arıtma cihazları Arge-Su ürün departmanı içerisinde son derece makul fiyatlar eşliğinde sunulmaktadır. Bundan böyle sizler de yumuşak ve filtrelenmiş sularınızı da bir bakıma gönül rahatlığı ile tüketebilme şansına sahip olacaksınız. Üstelik su arıtma cihazı, birden farklı özelliğe sahip olduğundan dolayı hem ev hem de iş yerlerinizde de rahatlıkla kullanabileceğiniz bir potansiyele de sahiptir. Çalışma hacmi oldukça da iyi olduğundan dolayı su içerisinde yer alan bakteri mikro organizmalarında ortadan kısa süre içerisinde kalkmasına da yardımcı olacaktır. Hem ekonomik hem de lezzetli su elde edebilmeniz adına en son teknoloji ürünleri de hayatınıza inşa eden güvenilir firma ile günlük su ihtiyaçlarınızı da en iyi şekilde karşılayabileceksiniz.

Müşteri Memnuniyeti Odaklı Hizmet Müşterilerinin her daim sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesini arzulayan lider firma, su konusunda da temiz, taze ve aynı zamanda da dezenfekte edilmiş özellikli yönünden yararlanmanıza da destek oluyor. Buna göre artık sizlerde hiç vakit kaybetmeden suların filtrelenmesini ve aynı zamanda da temiz olmasını sağlayan su arıtma cihazı satın alarak istediğiniz her yerde güvenle de kullanmaya başlayabilirsiniz. Bundan böyle sizlerde Arge-Su su arıtma cihazlarıyla sağlığınızı da bir anlamda kontrol altında tutmanın da mutluluğunu yaşamaya başlayacaksınız. Üstelik uzun ömürlü yapısından dolayı da artık herhangi bir sorun karşılaşmadan arıtma cihazlarınızı da kullanabileceksiniz. Fiyatları Son derece ihtiyaç sahibi bir ürün olmayı başaran su arıtma cihazı fiyatı ile de bireylerin şaşırmasını sağlatıyor. Buna göre uygun rakamlardan sunulan su arıtma cihazı fiyatı ile artık sizlerde temiz ve şeffaf sulara da kavuşacaksınız.
Daha fazla oku...

İyi Su Nasıl Olmalıdır ?

Çeşmelerden akan suyun sertlik değeri ve PH değeri uygun değerlerde olmalıdır. Su en az oksijen kadar önemli bir maddedir. Bu nedenle evinizde sağlıklı olan suyu tüketmeniz ileride yaşayabileceğiniz bir çok rahatsızlığı önleyebilir. Önleyebileceğiniz bazı rahatsızlıklardan bahsedersek, bağırsakların uygun ve düzenli şekilde çalışmasını sağlar, elektrolit denen sistemin oldukça uygun bir şekilde çalışmasına yardımcı olur, kanın damarlar içinde daha rahat bir şekilde hareket etmesini sağlar yani kanın akışkanlığını arttırır,böbreklerde meydana gelen zararlı maddeleri bertaraf eder.

İyi Su Nasıl Olmalıdır?

Günlük aktivitelerimizin tümünde su kaybederiz. Bunların başında hareket etmek, koşmak, nefes alıp vermek hatta izleme sırasında dahi vücudumuz su kaybeder. Kaybedilen suyun yerine tekrar temiz ve sağlıklı su koymamız gerekir. Bunun için kesinlikle günde 2-3 litre su tüketmeliyiz. Tüketeceğimiz suların temiz ve sağlıklı olduğundan emin olabilmenizin tek yolu bildiğiniz bir su arıtma cihazı kullanmaktır. Su arıtma cihazları su içinde bulunan tüm zararlı maddeler ayırdığı gibi bunun yanında ağır metalleri de ayırır. Şebeke suları belediyeler tarafından özel olarak evlerinize gönderilir. Belediyeler bunun yapmakla yükümlüdür. Ancak suyun zararsız bir hale getirilebilmesi için belediyeler özellikle klorlama yöntemini uygular. Ancak bu klorlama sonrasında suyun içinde bulunan diğer yararlı tüm mineraller kaybolur. Bu durumu tam tersine çevirebilmek için yani iyi su nasıl olmalıdır? Su arıtma cihazı kullanmak oldukça önemli ve en kolay yöntemdir. Öncelikli olarak iyi ve kaliteli suyu uygun maliyette tüketirsiniz. Filtreleri her zaman aynı kalitede olacağı için her zaman aynı kalitede ve sağlıkta su tüketirsiniz.
Daha fazla oku...

İş Yerlerinde Su İhtiyacınızı Kendiniz Karşılayın

İş Yerlerinde Su İhtiyacınızı Kendiniz Karşılayın Tertemiz sular ve masmavi denizler, bunlar artık eskide kalmak yolunda ilerlemektedirler. Gün geçtikçe her şey kirlenmektedir. Sizin için birçok firma arıtma cihazı üretmektedir. Bunların arasında iyi bir yerde olan Arge-Su su arıtma cihazları çok kaliteli bir su temizliği yapmaktadır. Her iş yeri için uygun olan bu cihazlar size devamlı temiz su üretecek ve size yardımcı olacaktır. Denemek için sağlığınızın bozulmasını beklemeyin. Sağlığınız her şeyden önemlidir. Değişik birçok ürün su temizleme işi yapabilir, ancak bu ürün diğerleri ile kıyaslanamayacak kaliteli ve verimlidir. Doğal ve saf su üretimi Sanayileşme ve gelişmeye bağlı olarak doğru orantı ile ilerleyen kirlenme tüm su kaynaklarını tehdit eder olmuştur. Bir dere veya bir ırmak sanayi bölgesine yakınsa bütün sanayi artıkları buralara bırakılmaktadır. Yetkililerin buna karşı bir işlem yapamaması ise en acı durumdur. Tüm bu kirlenme en sonunda içme sularımıza kadar ilerlemiştir. Arge-Su su arıtma cihazları  tüm bu kirli suları sizin için içilebilir birer memba suyu haline getirmektedir. . Bu sayede iş yerlerinizin su ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilirsiniz. Paranız cebinizde kalsın istiyorsanız hemen deneyin.
Daha fazla oku...

Musluk Suları (Çeşme Suları) Ne Kadar Temiz ?

Halk diliyle çeşme suyuda denilen musluklardan akan su kireçlidir. Özellikle çay demlerken çayın dibinde oluşan kireçlenmeye baktığınızda daha net farkedeceksinizdir. Kireçli Suyun Zararları Kireçli su; arıtılmamış olan birçok farklı mineral yer alan suya denir. Bu tür sebeplerden dolayı kireçli su asidik özellikler göstermektedir. Çeşme suyunun oksitleyici ve yüzey gerilimi yüksek olduğundan çok fazla zararlı maddeler bulunmaktadır. Musluk suları cildimize zarar verir, hastalıkların en başında yer alır. Vücudumuzda bulunan hücrelerin yapısı alkalidir. Vücudumuzda oluşan olaylar sonucunda asit oluşur. Sağlığımız açısından bu asitlerin vücutta birikmemesi gerekmektedir. Birikmesi durumu sağlığımız açısından büyük tehdit oluşturur. PH değeri 7-8 civarı olmalıdır fakat musluk sularının içinde tehlikeli farklı  maddeler bulunduğundan dolayı PH değeri düşüktür. Kireç, çeşme sularını sertleştirmektedir ve buna sebep olan iki madde magnezyum ile kalsiyumdur. Bu maddeler vücuda girer girmez depolanmaktadır. Bunun sonucunda böbreklerde taş oluşması, damar tıkanıklıkları gibi ciddi hastalıklara sebep olmaktadır. Musluk su ile el veya yüz yıkanıldığı taktirde ciltte sertleşmeler görülecektir. Su Kireçten Nasıl Temizlenir? Kireçli sulardan kurtulmanın en iyi yolu alkali su arıtma cihazları kullanmaktır. Zararlı maddeleri temizleyerek sağlıklı ve temiz su tüketmenize yardımcı olur. Sağlık uzmanlarının birçoğu da kireçli sular için mutlaka alkali su arıtma cihazının kullanılmasını tavsiye etmektedir.
Daha fazla oku...

1 Matara Arıtılmış Suyun Günlük Hayattaki 5 Kullanım Alanı

Doğa ve insan dostu matara kullanımı giderek yaygınlaşırken en fazla tercih edilen cam ve çelik mataralar günlük hayatımızın giderek daha fazla parçası haline geliyor. Çevreye ve doğaya karşı duyduğumuz bu bilinç ile kişisel alışkanlıklarımızı değiştirirken hem günlük plastik tüketimini desteklememiş oluyor, hem de daha sağlıklı yaşıyoruz.
İşte 1 matara arıtılmış suyun günlük hayatımızı kolaylaştıran 5 farklı kullanım alanı:
[quads id=1]
  1. Arge-Su su arıtma cihazlarıyla arıtılmış 1 matara suyunuzu çocuğunuzun yanına okula giderken verebilirsiniz. Bu sayede okul ortamında tüketilen, içeriğinden emin olmadığınız sulardan veya paketlenmiş endüstriyel sulardan çocuklarınızın sağlığını korumuş olursunuz.
  2. 1 matara arıtılmış su; yolda giderken, trafik sıkışıkken aldığınız ve arabanızda günlerce kalan plastik şişedeki sularla vedalaşmanızı sağlar. Evinizin musluğundan güvenle cam şişenize, mataranıza suyunuzu doldurun, araç içerisinde, yoğun trafikte susuz kalmayın!
  3. Ofiste öğlen yemeğine çıkarken yanınıza arıtılmış su dolu mataranızı alabilirsiniz. Böylece öğlen yemeğinizde hem tasarruf edip hem de plastik şişelenmiş sulara muhtaç kalmadan sağlıklı ve lezzetli suyunuzu içebilirsiniz.
  4. Spora giderken yanınızda, mataranızdaki sağlıklı suyunuzu taşıyarak; hem egzersizinizi yarım bırakıp ortamda var olan su damacanasına gitmek zorunda kalmazsınız hem de plastik şişelerin satıldığı su otomatını kullanmamış olursunuz.
  5. Mataranızda ya da cam şişenizde, çantanızda taşıyacağınız arıtılmış suyunuz ile gün içerisinde ister okulda ister metroda, ister alışveriş yaparken ya da servisteyken su ihtiyacınızı karşılayarak, içtiğiniz sudan emin olun!
Daha fazla oku...

Hayvanların Yaşamında Suyun Önemi

Su, biz insanlar için olduğu kadar gezegenimizi paylaştığımız diğer tüm canlılar, hayvanlar ve bitkiler için de en temel, en hayati ihtiyaç. Doğada, yaban hayatta ya da çiftliklerde yaşayan, şehirde, sokaklarda barınmak zorunda kalan hayvanların, evlerimizde yaşayan dostlarımızın vazgeçilmezi olan ‘suya’, biraz da onların gözünden bakalım!
- Genel olarak yetişkin bir hayvanın vücudunun % 60’ı sudur, yavrularda bu oran daha da yüksektir. Vücutlarının sağlıklı çalışması için su içmeleri şarttır. Hem yedikleri gıdalardan hem de su içerek vücutlarının sıvı ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Vücut ısılarını ve ağırlıklarını dengelemek, sindirim sistemini desteklemek ve boşaltım yapmak için suya ihtiyaç duyarlar. Ayrıca hayvanların bedeni idrar, dışkı, solunum ve terleme ile sürekli biçimde su kaybeder; bu kaybedilen suyun vücuda tekrar alınması şarttır. Bundan dolayı hayvanlar susuz 3-4 günden fazla hayatlarını sürdüremezler. Yeteri kadar su içmeyen bir hayvanın dış görünüşünden de sağlıksız olduğu farkedilebilir.
- Kediler iki aylık olduktan sonra vücutlarındaki su miktarı %75’e çıkar. Yani az su içiyor gibi göründüklerine bakmayın, ergenliğe girmiş bir kedinin vücudunun 4’te 3’ü sudur.
- Erişkin köpeklerin ise bedenlerinin %90’ı sudan oluşur. Vücutlarındaki su miktarında %10’luk bir azalma, yerine konmadığı takdirde ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir. Köpeğinizin derisinde elastikiyet azalması, aşırı idrar üretimi, nefes almakta zorlanma ve kuru ve yapışkan mukozalar gözlemliyorsanız bu bir dehidrasyon belirtisi olabilir.
- Kediler kuru mama tüketimlerinin 2-3 katı su içmelidir.  Köpekler ise 1 günde vücut ağırlıklarına oranla 50-60 ml/kg su tüketmelidir. Su, kedilerin bedeninde aynen insanlarda olduğu gibi oksijeni kan dolaşımı ve hücreler aracılığıyla taşır. Vücut ısısını düzenleyerek, böbrekler ve sindirim sisteminin çalışmasını destekler. Su eksikliği kedilerde, böbrek hasarı ve idrar yolunda taş oluşumu gibi önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Anlaşılacağı üzere, hem kediler hem köpekler için temiz ve taze su, mutlaka sürekli ulaşabilecekleri şekilde temin edilmelidir. Ayrıca su kapları da sıklıkla temizlenmelidir.
- Su, hem süt hem et üretimi açısından çiftlik hayvanlarının yaşamında da vazgeçilmez bir beslenme unsurudur. Yapılan araştırmalara göre süt veren yetişkin bir ineğin vücudunun%56’sı sudur ve verdiği sütün %87’sinde de su bulunmaktadır. Bir ineğin 1 litre süt üretebilmesi için 3-4 litre su içmesi gerekir.
- Binicilik sporu ve nostaljik geziler dışında günlük hayatımızda şehirde pek sık karşılaşmasak da atların da bedeninin büyük kısmı, %70 kadarı sudur. Su atlarda diğer memelilerde olduğu gibi beden ıssını ayarlar, sindirime yardımcı olur. Orta irilikteki bir spor atının günde 40 litreye kadar suya ihtiyacı olur.
- Küçücük bedenlerine bakmayın, muhabbet kuşları da yem kadar suya ihtiyaç duyarlar. Kafeste yaşayan bir kuşunuz varsa hem suyunun sık sık tazelenmesi hem de suluklarının temizlenmesi onlar için de hayati önem taşır.
- Yaban hayatta, doğada yaşayan hayvanların da iklim değişiklikleri ve barınma ihtiyaçlarının yanı sıra beslenme ve su kaynakları için de göç ettiği bilinen bir gerçektir.
- Hayvandan hayvana değişkenlik gösteren su ihtiyacı örneğin birçok kurbağa türünün soyunu sürdürmesi için şarttır. Kurbağalar yumurtalarını bırakmak için suya ihtiyaç duyarlar ve bu yüzden sulak alanların bulunduğu ortamlarda yaşarlar.
Daha fazla oku...

Günlük Su Tüketimini Arttırmanız Gereken Durumlar

Yetişkin bir insan için günlük su tüketimi 2-2,5 litre iken bazı durumlarda su miktarını arttırmamız ve içtiğimiz su miktarını daha büyük bir dikkat ile takip etmemiz gerekebilir. Peki, hangi durumlarda günlük su tüketimimizi arttırmalıyız?
Spor ve Fiziksel Aktivite Esnasında;
Egzersiz ve spor yapmak, sağlıklı bir beden ve yaşam için günlük hayatın olmazsa olmazı. Üstelik spor salonuna kayıt olmanız ya da maraton koşucusu olmanız şart değil; uzmanlar günde yarım saat tempolu yürüyüşün bile beden ritminizi korumanız için önemli bir başlangıç olduğunu dile getiriyorlar. İsterseniz 10.000 adım atın, isterseniz köpeğiniz ile yürüyüşe, koşuya çıkın; yanınızda mutlaka en az 1 matara suyunuz olsun! Çünkü fiziksel aktivite esnasında vücuttan atılan terde sodyum ve potasyum gibi güçlü elektrolitler vardır ve yeteri kadar su ile bedeninizi beslemezseniz, yorgunluk ve kas krampları gibi vücudunuzu yoran sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
Hamilelik ve Emzirme;
Bildiğiniz üzere normal bir insan için günlük su tüketimi 2-2.5 litre olmalıdır. Öte yandan hem hamilelikte hem de sonrasında emzirme döneminde, kadınların su tüketimi 3-3,5 litre aralığında olması gerektiğini uzmanlar dile getirmektedirler. Çünkü, hamilelikte, vücut yapısının yaklaşık %80’i sudan oluşan bebekler, büyümek ve gelişmek için tüm ihtiyaçlarını annelerinden karşılarlar.
Emzirme döneminde ise ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen bebek, su ihtiyacını da yine anne sütünden karşılar. Anne, doğumla beraber kaybettiği sıvı miktarını yerine koymak ve vücudunun yeterince süt üretebilmesi için günde en az 3 litre su içmelidir.
Her iki dönemde de tüketilen su hem annenin cildinin de sağlıklı görünmesini sağlarken, vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olur ve çatlak oluşumunu da azaltır.
Alkol Alındığında;
Yediğimiz içtiğimiz, midemizde sindirime giren her türlü gıda aslında vücudumuzda su tüketerek enzim sürecine giriyor; yani bedenimiz gıdaları yakıta çevirirken su tüketiyor. Bu yüzden uzmanlar çayın, kahvenin ya da meyve sularının su tüketiminden sayılmamasını, vücudun bu gıdaları yakmak için de suya ihtiyaç duyduğunu dile getiriyorlar. Günlük beslenmemize ek olarak tükettiğimiz alkollü içecekler, vücudumuzda işlenirken daha fazla oranlarda suya ihtiyaç duyuyor ve bedenimiz alkol kaynaklı olarak olağandan daha fazla oranda su tüketiyor. Alkol aldığınızda su takviyesini arttırmazsanız, ertesi gün şiddetli baş ağrıları, hatta kas krampları bir önceki geceyi size pek hoş anımsatmayacaktır.
Sindirim Yolu Enfeksiyonu ve Hastalıklarında; 
Uzmanlara göre mide ve sindirim yolu enfeksiyonlarının pek çok farklı nedeni olabilir. Özellikle yazın sıcak havalarda, uygunsuz koşullarda saklanan gıdaları tüketmek, çeşitli kirletici etkenlere maruz kaldıktan sonra elleri iyi yıkamamak, ortak tuvalet kullanımda temizliğe dikkat etmemek gibi faktörler siz farkında olmadan sindirim yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Sindirim yolu enfeksiyonlarında uzmanların ilk tavsiyesi ise enfeksiyon süresince bedenimizin temizlenmesi için bol bol su tüketilmesi ve tuz ve mineral desteği alınmasıdır. Kahve ve çay tüketiminin vücuttan sıvı kaybına neden olduğunu belirten hekimler, bu dönemde yağsız ve az posalı diyetin yanı sıra bol su içmeye özen gösterilmesini önemle vurguluyorlar.
Sıcaklık Artışının Olduğu Yaz Aylarında;
Havaların ısındığı ve sıcakların arttığı yaz aylarında vücudun sıvı ihtiyacı da artış gösteriyor. Vücudumuzun daha çok terlemesine bağlı olarak artan sıvı kaybını karşılamak için günde ortalama 2-3 litre su tüketilmesi öneriliyor. Dehidrasyon olarak da tanımlanan vücudun susuz kalması en çok yaşlı ve çocukları etkiliyor. Uzmanlar yine meyve suyu, çay gibi içeceklerin su ihtiyacını gidermediğini önemle belirterek sıcak yaz günlerinde yeteri kadar sıvı tüketilmediğinde halsizlik, baş dönmesi, güneş çarpması sonucu ciltte nem kaybı ve kuruluk, kaşıntı gibi faktörlerin de arttığını belirtiyorlar.
Cildinizde kuruluk fark ettiğinizde;
Cildinizin kurduğunu, pul pul olduğunu mu fark ettiniz? Bedenimizin en geniş organı olan cilt, yaz-kış mutlaka neme ihtiyaç duyar ve cildinizin nemini korumanın en doğru yolu yeteri kadar su içmektir. Zira, az su tüketildiğinde cilt kurur ve terleme azalır; vücut ısı dengesini sağlayamaz ve cildiniz esnekliğini kaybeder. Dermatologlar az su ile beslenen bir ciltte egzama ve mantar gibi rahatsızlıkların sıklıkla gözlendiğini, ciltte çatlama ve kanamaların görüldüğünü dahası tırnakların ve saçların da kırıldığını ifade ediyor.
Havuz, hamam, sauna, spa gibi tesislere gittiğinizde; 
“Hamama giren terler!” atasözünü duymayan yoktur. Ortam ısısı normal oda sıcaklığının oldukça üzerinde olan hamam, sauna, buhar odası gibi tesislerde bedenimizin alışkın olmadığı yüksek ısılara maruz kalmak, kan dolaşımını artırarak metabolizmayı hızlandırır ve sonuçta terleme artar. Sauna ve buhar odası öncesi 2 bardak su içmek ve içeride de su tüketmek, vücudunuzun sıvı kaybını dengelemesi açısından oldukça önemlidir. Hamam ve spa benzeri tesislerde mutlaka yanınızda 1 şişe su bulundurun ve sıcak ortamlarda bulunduğunuz sürece vücudunuzun susuz kalmamasına özen gösterin.
Sizin ve ailenizin artan günlük su ihtiyacını Arge-Su Su Arıtma Sistemleri Ailesinin üstün teknolojili su arıtma cihazları ile karşılayın. Ailenize ve bütçenize uygun arıtma cihazlarımız hakkında bilgi almak için formumuzu doldurabilir ya da bizi +90 372 615 20 28 no’lu müşteri hizmetlerinden hemen arayabilirsiniz!
Daha fazla oku...

İçme Suyundaki Kirliliğin Nedenleri

Dünyamızın dörtte üçü okyanuslar, denizler, göller, yeraltı suları ve buzullar gibi su kaynakları ile kaplı. Öte yandan, mevcut suyun %1’den daha az bir kısmı ekosistem ve insanların kullanımına uygun tatlı su kaynaklarından oluşuyor.
Suyun yeryüzündeki tüm canlılar için vazgeçilmez olduğunu düşündüğümüzde, hali hazırda sınırlı olan tatlı su ekosistemlerinin kirliliği ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor.
Uzmanlara göre su kaynaklarının kirlenmesinin başlıca nedenleri arasında ise kentsel kullanım, sulama, enerji ve sanayi faaliyetleri geliyor. Gelişmekte olan ülkelerin %80’i halen maalesef kanalizasyonunu doğrudan su kaynaklarına akıtırken, endüstriyel faaliyetler nedeniyle, yaklaşık 300 – 400 milyon ton atık, sulara dökülüyor. Tarım faaliyetlerinde kullanılan gübrelerin neden olduğu kimyasal kirlenme, dünya yer altı su rezervlerinin de hızla kirlenerek, tükenmesine neden oluyor.
Su kirliliğinin sebepleri temelde 4 ayrı kategoride listeleniyor:
Yüzey Sularının Kirlenme Sebepleri – İnsanoğlunun bilinçsiz tüketimi nedeniyle yüzey sularında biriken başta plastik su petleri olmak üzere tüm plastikler, yağ ve benzin atıkları gibi atık ürünleri.
Yeraltı Sularının Kirlenme Sebepleri – Bu kaynaklar genellikle yüksek toksinler içeren tarım ilaçları, pestisit ve gübre kullanımı ile hayvan atıklarının atılması gibi kirleticiler.
Mikrobik Kirliliğin Sebepleri - Arıtılmamış suyun içerisindeki mikroorganizmalar. Sudaki bu tip zararlı bakteri veya virüsler, kolera, tifo gibi salgın hastalıklara yol açabilir.
Kimyasal Kirliliğin Sebepleri - Endüstriyel çiftlikler, enerji santralleri, fabrikalar gibi seri üretime bağlı tesislerin atıkları.
Bu atıkların yanı sıra, insan kaynaklı olarak örneğin kullanılmış sıvı yağlar ciddi biçimde su kirliliğine neden olmaktadır. Uzmanların verilerine göre, 1 litrelik kullanılmış sıvı yağ gidere döküldüğü takdirde 1 milyon metreküp suyu yani 100 tanker dolusu temiz suyu kirletmektedir. Bireysel bir çözüm olarak, evinizde kullandığınız sıvı yağları doğrudan mutfak lavabonuza dökmek yerine, bir şişede ya da kavanozda toplayıp, sonrasında belediyeler aracılığı ile atık geri dönüşüm merkezlerine yollayarak, siz de doğamızın ve temiz su kaynaklarımızın korunmasına destek olabilirsiniz.
Ayrıca, çoğunlukla kamu kuruluşları tarafından kullanılan gri suların arıtımı ile bahçelerin sulanması ya da gri suların sifon mekanizmalarında kullanımı gibi geri kazanım projelerini siz de evinizde daha küçük ölçekli olarak uygulayabilirsiniz. Örneğin, duşta akıttığınız sıcak suyu bir kovada toplayarak, tuvalet giderinde kullanabilirsiniz.
Görüldüğü üzere, insanların kullanımı için zaten sınırlı olan su kaynaklarımız –maalesef yine insanoğlu yüzünden- ciddi kirlilik tehdidi ile karşı karşıya. Şebeke suları şehir kullanımına verilmeden önce çeşitli arıtma kademelerinden geçip, kimyasal yöntemlerle dezenfekte ediliyor.(1) Fakat evlerimize gelen, musluğumuzdan akan suyun içerisinde gözle görünmeyen maddeler, yönetmenliklerce belirlenen oranlar dahilinde su içerisinde kalıyor(2); dahası evimizin, apartmanımızın su tesisatından kaynaklı çeşitli kirleticiler de suyumuza etki edebiliyor.
Daha fazla oku...
Bizi Arayın